Alman işadamı, modern spor ürünleri endüstrisinin kurucusu sayılmaktadır. Futbol ve sprint (sürat koşusu) ayakkabılanna getirdiği yeniliklerle spordaki üstün başarıların gelişmesi üzerinde etkin oldu.
Dassler Herzogenaurach/Bavyera’da bir ayakkabı tamircisinin oğlu olarak dünyaya gözlerini açtı. Tutkulu bir sporcu olan Dassler, ayakkabı tamir çıraklığından sonra babasının izinden gitti. 1920’de spor ayakkabı üretimine başladı.
Beş yıl sonra erkek kardeşi Rudolf ile birlikte ilk defa çivi pençeli futbol ayakkabısı üretti. Hafif atletizm sprint (sürat koşusu) yarışmaları için ilk spike’lı (sivri çivili) ayakkabıları tasarladı ve bunlar ilk kez 1928 Amsterdam Olimpiyat oyunlarında kullanıldı. Herzogenaurach’tan gelen ayakkabılar, Amerikalı bir süper sporcu sayesinde uluslararası üne kavuştu. Amerikalı hafif atlet Jesse Owens 1936 Berlin Olimpiyat oyunlarında uzun atlamada, 100 m ve 200 m sprint ve 4×100 m bayrak koşusunda spor tarihine onurlu bir sayfa katarken ayağında Adi Dassler’in ayakkabıları vardı.
40’lı yılların sonunda erkek kardeşi Rudolf ile birdenbire ortaya çıkan, onarılması olanaksız bir kavgadan sonra, kardeşi PUMA adı altında kendi şirketini kurdu. Dassler de ürünlerini bundan böyle “Adidas” adı altında sundu ve marka sembolü olarak ayakkabılarında üç çizgiden oluşan bir süs kullandı. Bu üç çizgi 60’lı yıllardan beri firmasının diğer ürünlerinde de göze çarpmaktadır. Dassler, sonraki dünya şampiyonu Alman futbol takımını 1954 Futbol Dünya Şampiyonası’na yetişmek üzere yeni yarattığı kramponlu ayakkabılarla donattı. Bu ayakkabı, farklı kramponları sayesinde anında her tür zeminde optimal duruşu sağlıyordu. Dassler devrim yaratıcı bu buluşu sayesinde yıllarca uluslararası spor ürünleri endüstrisinde doruktaki yerini koruyabildi.
Futbol ve hafif atletizm dallarındaki başarılarından cesaret bulan Dassler, sporun diğer alanlarına da el attı. Bütün ürünlerinde bulunan, başkalarıyla karıştırılamayacak üç çizgi, ürünün tanınması ve reklamı açısından büyük bir değer taşıyordu. Bu da özellikle 50’li yıllarda televizyonun ortaya çıkmasıyla giderek daha fazla önem kazandı. Şirket hızla büyüdü. Bütün aile arasında uygulanagelen işbölümü işletmenin güçlü yanını oluşturmaya devam etti. Dassler’in eşi Kaethe bir tür yönetici olarak görev görüyordu. Adi, atölyesinde uyguladığı yeni tasarıları konusunda as sporcularla sürekli iletişimi sayesinde, giderek daha üstün ürünler çıkarıyordu. 80’li yıllara kadar şirket yönetiminde yer alan beş çocuğunun tümü, kesin bir biçimde saptanmış işlevlere sahipti. Özellikle en büyük oğulları Horst, bir promosyon ve pazarlama uzmanı olarak sivrilerek, bundan böyle yurtdışı temaslardan sorumlu tutuldu.
Federal futbol liglerinin başlamasıyla Dassler, 1963’te futbol topu üretimine girerek bu konuda da öncü bir işlev üstlendi. Herzogenaurach’lı girişimci bundan yedi yıl sonra ilk kez Meksika Futbol Dünya Şampiyonası’nda resmi top üreticisi ve satıcısı oldu. Adidas bu öncelikli pozisyonunu o tarihten beri korumaktadır. Dassler giyim sektöründeki çabalarını 1967’de ilk kez, yine üç çizgili olarak geliştirilen ilk Adidas eşofman takımıyla zorladı. Spor ürünleri piyasasındaki savaş 70’li yıllarda giderek şiddetlendi. Adidas birkaç alanda piyasadaki öncü pozisyonunu yitirdi. Bu arada 77 yaşına gelen Dassler hayatını adadığı yapıtına artık yeni bir şeyler katamıyordu. 1978’de Herıogenaurach’ta ölünce şirket yönetimini karısı üstlendi.
KAYNAKÇA: http://www.kimkimdir.net.tr/kisiler/adolf-adi-dassler