HÜSEYİN ÖZDİLEK: SANAYİLEŞMEDEN GELİŞME OLMAZ
Hüseyin Özdilek’in kurucusu olduğu Özdilek markalı havlu ve bornozlar, yerli ve yabancı çok sayıda ünlünün banyosuna konuk oluyor. Kraliyet ailelerinin en çok sevip kullandığı eşyalar arasındaki yerini alıyor. Özdilek’le hem bu sektörde neler olduğunu konuştuk hem iş hikayesinin sırlarını ele aldık.
Hüseyin Bey, siz “havlu kralı” olarak anılıyorsunuz. Nereden nereye geldiniz?
NORMAL FİYATLA SATMAM
Biz işe perakendeyle başladık. 1967'de Bursa’da ilk dükkanımızı açtık. O yıllarda yazın çok turist gelirdi Bursa’ya kaplıca şehri olduğu için. Nüfusu 80-90 bin arasındaydı. İpek de vardı o zaman. 1971’e kadar havlu mağazasını çalıştırdık. O zamandan bu yana daima müşteriyi dikkatle gözlemlerim. Giyimime çok dikkat ederdim. İyi bir kıyafet iyi bir tavsiye mektubu gibidir. “Müşteri daima haklıdır” prensibiyle hareket ederim. En uygun fiyata malı satıp müşteri tutmaya çalışırım.
Mal satarken, kalite ve fiyat dengesi de çok önemli değil mi?
Evet, 1967’den beri buna çok dikkat ederim. Özürlü ve ayıplı malı, asla normal fiyatla satışa sunmam. 'Ayıbı var, bunun fiyatı da budur' derim, müşteri isterse alır, istemezse almaz.
Dükkanınız kaç metrekareydi ve havluları nereden alırdınız?
İlk dükkanımız 40 metrekare kadardı. Havluları o zamanki üreticilerden alır satardım. Bizim farkımız müşterinin ne istediğini daha o yıllarda tespit etmiş olmamızdı. Müşteri, güler yüz ister, dürüstlük ister. Ve itimat etmek ister.
40 METREKARE DÜKKAN
40 metrekarelik bir dükkândan bugün kaç mağazaya ve kaç AVM’ye ulaştınız?
Çok büyüdük. 15 AVM’nin 6’sı hipermarkettir. İçinde tekstilden yemek içmeye kadar her şey var. Büyük alışveriş merkezi olarak Bursa’da, Antalya’da varız. AVM’lerin en büyüğü Antalya’daydı, şimdi İstanbul Levent’teki en büyük oldu. Çeşitli AVM’lerde departman storelarımız var.
OPTİMAL SEVİYE ÖNEMLİ
Size havlu üretimi yetmedi mi, neden başka alanlara giriyorsunuz?
Her işin optimal bir noktası var. Örneğin Özdilek, dünyanın en büyük 10 havlu fabrikası içindedir. Bu kapasiteye ulaştıktan sonra daha fazla büyümek optimal çizgiyi aşıyor. Artan maliyeti de müşteri ödemez. Optimal noktayı aşınca da yeni sanayi alanlarına girmek mümkün tabii ki.
Sanayide alınacak çok yol yok mu?
Çalışan nüfusun ancak yüzde 25’i sanayide çalışıyor. Halbuki gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 40’ı buluyor. Daha 15 puanlık bir gelişme lazım, bunu kabul ediyorum. Sanayileşememiş ülkelerin gelişmesinden söz edilemez. Önce sanayileşme sonra da gelişme gelir.
ET İTHALATINI ÖNELEMEK İÇİN ORGANİZE ÇİFTLİK GEREKİYOR
Yeni projelerde neler var?
AVM yapımı yanında İnegöl Yenişehir’de 4 bin baş hayvan yetiştiriyoruz. Arpasını, mısırını biz veriyoruz. Hazır yem kullanmıyoruz.
Hayvancılığa neden girdiniz?
Kaliteli et üretmek için tabii ki. Üçüncü yılımız bu yıl ve et satışlarımız yüzde 20 arttı. 15 noktada varız. Antalya’da, İzmir’de de satıyoruz, her yere gidiyoruz. İhtiyaçlar arttıkça da büyüyeceğiz.
İthal eti nasıl önleyebiliriz?
Et ithalatını önlemek için organize olmuş çiftlikler lazım. Onların sayısının da artması lazım.
500 MİLYON DOLAR İHRACAT
Havlu ihracatınızın boyutu nedir?
Havluda ihracatımız yılda 35-40 milyon dolara ulaşıyor. ABD ve Avrupa’ya olmak üzere çok sayıda ülkeye satıyoruz. 1978 -1980’den bu yana biz ihracatçıyız. İlk ihracatımızı da Libya’ya yapmıştık. Aynı zamanda Rusya’ya da sattık.
Türkiye’de havlu standardını bile oluşturmak önemli bir süreç aldı. Otellerin bu standardı oluşturması kolay olmadı değil mi?
Evet, aynen öyleydi. Üstelik havlu üretimi de çok düşüktü. Toplam üretim, 1970’lerde sadece 3 bin tondu. Şimdi sadece biz 10 bin tonluk havlu üretiyoruz.Türkiye’nin toplam üretimi ise 60 bin tonlarda seyrediyor. Bugün Türkiye iyi bir havlu ihracatçısı konumuna geldi. 500 milyon dolarlık havludan girdisi var.
16 YAŞINDA VERGİ MÜKELLEFİ OLDUM
Özdilek bu yıl kaç yaşına girdi?
Özdilek 48’inci yaşını doldurdu. Bugün 64 yaşındayım. 16,5 yaşında bile ben vergi mükellefiydim.
Çoğu iş insanı, babadan devir alır işini. Size ticaret babadan kalmadı mı?
Babam yoktu. Ölmüştü. Bana babamdan kalan annemin üstüne aldığı evdi. Onunla başladık her şeye. 18 bin liraya evi satıp sermaye yaptık. İyi ki annem ve kardeşlerim bana güvendiler ve önümü kesmediler.
6 BİN 500 KİŞİYE İŞ VERİYOR
Bütün işyerlerinizde toplam kaç kişiye iş veriyorsunuz?
6 bin 500 kişiye. 81 ilde varız. 18 bayimizle, kornerlarda, franchais verdiğimiz yerlerde 38 ev tekstili mağazası açtık Türkiye’de. Orta Asya Cumhuriyetleri’nde mesela Kazakistan’da, Azerbaycan’da varız. Yine İran, Arnavutluk, Rusya ve Kosova’da bulunuyoruz.
TÜRKİYE'DE ÜRETİLEN PAMUK ARTIK YETMİYOR
Ürünlerinizde kaliteyi nasıl tutturuyorsunuz?
İşin sırrı entegre tesislerimizin olmasıdır. Pamuk girer, havlu ve bornoz olarak çıkar. Nasıl ki elmanın en iyisini seçersiniz, biz de en iyi pamuğun hangi tarladan çıkacağını biliriz. Hangi evsafta olacak, nasıl kullanacağız, bunu çok iyi biliriz.
Pamuğu nerelerden alıyorsunuz?
Türkiye’den aldığımız gibi dünyadan da alıyoruz. Çünkü Türkiye’de üretilen pamuk yetmiyor. Eskiden yetiyordu ama artık bu olmuyor.
Söyleşi: Perihan ÇAKIROĞLU
Kaynak: Bugün Gazetesi / http://www.bugun.com.tr/ekonomi/huseyin-ozdilek-sanayilesmeden-gelisme-olmaz-1274958.html